Show Notes
Elçilerin İşleri 2:1-42 =>Pentikost Günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu.Ansızın gökten, güçlü bir rüzgârın esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyledoldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler.İmanlıların hepsi Kutsal Ruh'la doldular, Ruh'un onları konuşturduğu başka dillerle konuşmayabaşladılar. O sırada Yeruşalim'de, dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler bulunuyordu.Sesin duyulması üzerine büyük bir kalabalık toplandı. Herkes kendi dilinin konuşulduğunuduyunca şaşakaldı. Hayret ve şaşkınlık içinde, "Bakın, bu konuşanların hepsi Celileli değil mi?"diye sordular. "Nasıl oluyor da her birimiz kendi ana dilini işitiyor? Aramızda Partlar, Medler,Elamlılar var. Mezopotamya'da, Yahudiye ve Kapadokya'da, Pontus ve Asya İli'nde, Frikya vePamfilya'da, Mısır ve Libya'nın Kirene'ye yakın bölgelerinde yaşayanlar var. Hem Yahudi hem deYahudiliğe dönen Romalı konuklar, Giritliler ve Araplar var aramızda. Ama her birimiz Tanrı'nınbüyük işlerinin kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz." Hepsi hayret ve şaşkınlık içindebirbirlerine, "Bunun anlamı ne?" diye sordular. Başkalarıysa, "Bunlar taze şarabı fazla kaçırmış"diye alay ettiler. Bunun üzerine Onbirler’le birlikte öne çıkan Petrus yüksek sesle kalabalığaşöyleseslendi: "Ey Yahudiler ve Yeruşalim'de bulunan herkes, bu durumu size açıklayayım. Sözlerimekulak verin. Bu adamlar, sandığınız gibi sarhoş değiller. Saat* daha sabahın dokuzu! Bugördüğünüz, Peygamber Yoel aracılığıyla önceden bildirilen olaydır:'Son günlerde, diyor Tanrı,Bütün insanların üzerine Ruhum'u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberliktebulunacaklar. Gençleriniz görümler, Yaşlılarınız düşler görecek. O günler kadın erkek Kullarımınüzerine Ruhum'u dökeceğim, onlar da peygamberlikedecekler. Yukarıda, gökyüzünde harikalaryaratacağım. Aşağıda, yeryüzünde belirtiler, Kan, ateş ve duman bulutları görülecek. Rab'binbüyük ve görkemli günü gelmeden önce Güneş kararacak, Ay kan rengine dönecek. O zamanRab'be yakaran herkes kurtulacak.'"Ey İsrailliler, şu sözleri dinleyin: Bildiğiniz gibi Nasıralı İsa,Tanrı'nın, kendisi aracılığıyla aranızda yaptığı mucizeler, harikalar ve belirtilerle kimliğikanıtlanmış bir kişidir. Tanrı'nın belirlenmiş amacı ve öngörüsü uyarınca elinize teslim edilen buadamı, yasa tanımaz kişilerin eliyle çarmıha çivileyip öldürdünüz. Tanrı ise, ölüm acılarına sonvererek O'nu diriltti. Çünkü O'nun ölüme tutsak kalması olanaksızdı. O'nunla ilgili olarak Davutşöyle der: 'Rab'bi her zaman önümde gördüm, Sağımda durduğu için sarsılmam. Bu nedenleyüreğim mutlu, dilim sevinçlidir. Dahası, bedenim de umut içinde yaşayacak. Çünkü sen canımıölüler diyarına terk etmeyeceksin, Kutsalının çürümesine izin vermeyeceksin. Yaşam yollarınıbana bildirdin; Varlığınla beni sevinçle dolduracaksın.' "Kardeşler, size açıkça söyleyebilirim ki,büyük atamız Davut öldü, gömüldü, mezarı da bugüne dek yanıbaşımızda duruyor. Davut birpeygamberdi ve soyundan birini tahtına oturtacağına dair Tanrı'nın kendisine ant içerek sözverdiğini biliyordu. Geleceği görerek Mesih'in* ölümden dirilişine ilişkin şunları söyledi: 'O, ölülerdiyarına terk edilmedi, bedeni çürümedi.' Tanrı, İsa'yı ölümden diriltti ve biz hepimiz bununtanıklarıyız. O, Tanrı'nın sağına yüceltilmiş, vaat edilen Kutsal Ruh'u Baba'dan almış ve şimdigördüğünüz ve işittiğiniz gibi, bu Ruh'u üzerimize dökmüştür. Davut, kendisi göklere çıkmadığıhalde şöyle der: 'Rab Rabbim'e dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek,Sağımda otur.' "Böylelikle bütün İsrail halkı şunu kesinlikle bilsin: Tanrı, sizin çarmıha gerdiğinizİsa'yı hem Rab hem Mesih yapmıştır." Bu sözleri duyanlar, yüreklerine hançer saplanmış gibioldular. Petrus ve öbür elçilere, "Kardeşler, ne yapmalıyız?" diye sordular. Petrus onlara şukarşılığı verdi:"Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih'in adıyla vaftiz* olsun. Böylece günahlarınızbağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız. Bu vaat sizler, çocuklarınız, uzaktakilerinhepsi için, Tanrımız Rab'bin çağıracağı herkes için geçerlidir." Petrus daha birçok sözlerle onlarıuyardı. "Kendinizi bu sapık kuşaktan kurtarın!" diye yalvardı. Onun sözünü benimseyenler vaftizoldu. O gün yaklaşık üç bin kişi topluluğa katıldı. Bunlar kendilerini elçilerin öğretisine,paydaşlığa, ekmek bölmeye ve duaya adadılar